Kıblemiz Neresidir ?

Kaan

New member
Kıblemiz Neresidir?

Bir Yolculuk, Bir Arayış: Kıbleyi Bulmak

Sevgili forumdaşlar,

Bugün sizlere içimi dokunaklı bir şekilde saran bir hikâye paylaşmak istiyorum. İçerisine kaybolduğum, ama sonunda gerçek bir huzura kavuşturduğum bir yolculuktan bahsedeceğim. Hepimizin aradığı bir şey vardır; kimimiz fiziksel bir yer, kimimiz ruhsal bir dinginlik, kimimizse sadece doğru yönü bulma telaşındadır. Bir zamanlar ben de bunların hepsini arayarak yaşadım. Ama bir gün, bir an, bir karşılaşma, bana gerçek "Kıble"yi gösterdi. Şimdi sizlere bu yolculuğu anlatacağım…

Bir Adam ve Çözüm Arayışı

Ali, güçlü ve kararlı bir adamdı. Her zaman bir çözüm arar, her durumda stratejik düşünür, problemi çözmeye çalışırken duygularını geride bırakırdı. Herkesin göremediği bir şeyleri görebilen, bir sorunu hızla analiz edip en etkili şekilde çözüm üreten bir liderdi. Ancak, ne zaman içsel bir karmaşa yaşasa, çözüm bulmakta zorlanıyordu.

Bir gün, Ali'nin karşısına bir yolculuk fırsatı çıktı. Kendisini yola koydu, zorlu bir dağ yoluna girerken sadece bir amaca odaklanıyordu: Hedefe ulaşmak, dağın zirvesine çıkmak, yeni bir başlangıç yapmak. Ama bu yolculuk kısa süre sonra ona hayatın daha derin sorularını sormaya başladı.

Dağın zirvesine doğru ilerlerken bir kayalığa rastladı. Bu kayalık, yolun en zorlu noktasıydı ve Ali'nin yıllardır çözülemeyen duygusal boşluğuna da benziyordu. O an anladı: Çözümler dışarıda değildi, içindeydi. Kıbleyi bulmaya çalışırken belki de doğru yolda ilerliyordu, ama yanlış yaklaşımı izliyordu.

Bir Kadın ve Empati Arayışı

Zeynep ise Ali'nin tam tersiydi. Her şeyde empati arayan, ilişkileri güçlendirmeyi, ruhları iyileştirmeyi isteyen bir kadındı. Onun için hayatın anlamı, insanların bir arada olması ve birbirlerine değer vermesiydi. Zeynep, hisleriyle hareket eder, her durumu kalbiyle çözerdi. Başka birinin acısını anlamadan huzur bulamazdı.

Bir gün, Zeynep'in yolculuğu başladığında, o da kendisini dağlarda buldu. Ama o, dağa çıkarken dağın zirvesine ulaşmaktan çok, yolda kiminle karşılaştığına, kimlerin yanında olduğuna ve kalbinin derinliklerine inmeye odaklanıyordu.

Yolculuğu sırasında bir köyde eski bir kadınla karşılaştı. Kadın ona, "Kıbleyi bulmak için dağa tırmanmana gerek yok. Kıble, yüreğinde" dedi. Zeynep, kadının sözlerini anlayamamıştı. Ama zamanla, dağın eteklerinde yürürken, yavaşça içindeki kıbleyi keşfetmeye başladı. Kıble, sadece bir yön değil, içindeki sevgiyi, merhameti, huzuru bulmaktı.

Kıbleyi Bulan İki İnsan, İki Yolculuk

Ali ve Zeynep, bir noktada yollarını kesiştirdi. İki farklı insan, iki farklı yaklaşım. Ali, çözüm peşindeydi, Zeynep ise ilişki ve empati arayışındaydı. Ama ikisi de aynı soruyu soruyordu: Kıblemiz nerededir?

Ali, dağın zirvesine ulaşarak huzuru arıyordu. Zeynep ise yolda karşılaştığı insanlarla kalbinin derinliklerine inerek aynı huzuru buluyordu. Zeynep, Ali'ye, “Yolculuk, senin içindeki yeri anlamanla ilgili. Kıble, sadece fiziksel bir yön değil. Kalbini doğru yönde tutarak içindeki huzuru bulabilirsin,” dedi.

Ali, Zeynep'in sözlerine biraz şaşkın bakarak, "Ama çözüm yoksa ne yapacağım?" diye sordu. Zeynep, gülümseyerek, "İçindeki çözümün farkına var. Kıbleyi bulmak, doğru soruları sormakla ilgili," dedi.

İçsel huzur ve dışsal çözüm birbirini takip ettiğinde, her iki yolcu da kendi kıblelerini keşfettiler. Ali, dağın zirvesine tırmanarak dışsal çözümünü bulmuş, Zeynep ise yolda insanlarla paylaştığı empati ve sevgisiyle kendi içsel huzurunu bulmuştu.

Forumdaşlara Sorular: Kıblemiz Neresidir?

Sevgili forumdaşlar, işte bu yolculuk, bir insanın kendi içindeki kıbleyi keşfetmesinin hikâyesidir. Hepimizin kıblesi farklıdır. Kimimiz çözüm ararız, kimimiz ilişki kurarız. Kimimiz dağın zirvesine ulaşmayı hedefleriz, kimimiz de yolda kalp kalbe bir yolculuk yaparız.

Peki, sizin kıbleye bakış açınız nedir? Kıbleyi dışarıda mı arıyorsunuz, yoksa içsel bir yolculukla mı buluyorsunuz?

Yolculuk sırasında yaşadığınız duygusal anlar, çözüm arayışınız veya insanlarla kurduğunuz bağlar hakkındaki düşüncelerinizi paylaşmanızı çok isterim.

Hikâyeyi okurken siz de kendi kıble yolculuğunuzu düşündünüz mü? Hangi yönlerden benzeriz, hangi yönlerden farklıyız? Yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum…