Overpriced ne ?

Saci

Global Mod
Global Mod
“Overpriced” Nedir, Neden Bu Kadar Konuşuluyor?

Selam forum ahalisi!

Geçen gün bir arkadaşla kahve içerken konu döndü dolaştı şu meşhur kelimeye geldi: “Overpriced.”

Arkadaşım elindeki telefonuna baktı, iç geçirdi:

> “Abi şu telefona bir servet verdim, ama bence tamamen overpriced.”

O an düşündüm: Bu kelime sadece pahalı olanı mı anlatıyor, yoksa değeriyle fiyatı arasındaki o ince adaletsizliği mi işaret ediyor?

Hadi gelin “overpriced” kavramına tarihsel, kültürel ve insani yönleriyle bir göz atalım. Hem erkeklerin stratejik bakışıyla hem kadınların empatik sezgisiyle…

---

Kavramın Kökleri: “Değer”in Hikâyesi

“Overpriced” kelimesi İngilizce kökenli, “over” (aşırı) ve “price” (fiyat) sözcüklerinden türetilmiş.

Yani kelime anlamı olarak “hak ettiğinden fazla fiyat biçmek” demek.

Ama tarihsel olarak mesele bundan çok daha derin.

Orta Çağ Avrupa’sında tüccarlar arasında bir ürünün “adil fiyatı” diye bir kavram vardı.

O dönemde kilise bile “fahiş fiyat” uygulamayı günah sayardı. Çünkü ticaretin temeli dürüstlüğe dayanırdı.

Yani overpriced sadece ekonomik değil, ahlaki bir meseledi.

Sanayi Devrimi’yle birlikte üretim artınca, fiyat artık ahlaki değil, rekabet temelli bir araç haline geldi.

Yani o eski “değerine göre fiyat” anlayışı yerini “pazarlama gücüyle fiyat”a bıraktı.

Bugün lüks markaların fiyat politikaları, işte bu dönüşümün en keskin örneği.

---

Bugünün Dünyasında “Overpriced” Olgusu

Günümüzde “overpriced” dediğimizde akla sadece ürün değil, bir deneyim pazarlaması geliyor.

Mesela bir kahve zincirinde içtiğiniz latteyi düşünün:

Aynı kahveyi mahallenin köşesindeki kafede üçte bir fiyata içebilirsiniz, ama o zincir markanın logosu kupanın üstündeyse, işte orada “duygusal fiyat” devreye giriyor.

Bir ürün overpriced olduğunda genellikle şu üç etken birleşir:

1. Marka Algısı: “Bu pahalı olmalı çünkü lüks.”

2. Toplumsal Statü: “Bunu alırsam ben de o sınıfa ait olurum.”

3. Psikolojik Değer: “Ucuz olan kötüdür, pahalı olan iyidir.”

Yani overpriced bir etiket değil, bir zihniyet sonucudur.

---

Erkeklerin Stratejik Bakışı: Verim, Yatırım ve Mantık

Forumda bir erkek üye şöyle der mesela:

> “Abi overpriced demek verim/fiyat oranı düşük demektir. Bu kadar basit.”

Erkekler genellikle konuyu stratejik ve rasyonel bir çerçevede değerlendirir.

Bir ürünün fiyatını analiz ederken fonksiyonel değere bakar:

- Bu telefon gerçekten verdiğim paraya değer mi?

- Bu marka bana uzun vadede kazanç sağlar mı?

- Ucuz alternatifiyle farkı teknik olarak ne?

Onlar için “overpriced” bir duygusal mesele değil, yatırım hatasıdır.

Stratejik olarak baktığında, overpriced ürün satın almak, kötü bir planlamanın sonucudur.

Ancak bu bakış açısı bazen markaların insan psikolojisini kullanma stratejisini gözden kaçırabilir. Çünkü her “pahalı ürün”, rasyonel aklı değil, ego’yu hedefler.

---

Kadınların Empatik Yaklaşımı: Toplumsal ve Duygusal Değer

Kadın forum üyeleri ise genellikle konuya daha empatik ve sosyal bir yerden yaklaşır.

Bir kullanıcı şöyle yazar:

> “Evet, belki overpriced ama o markayı almak bana iyi hissettiriyor. Bazen değer para değil, his.”

Kadınların bakışında mesele sadece fiyat değildir; aidiyet, his ve güven de devrededir.

Bir parfümün overpriced olması, onun sosyal değerini yok etmez.

Çünkü o koku bazen bir hatırayı, bazen bir kimliği taşır.

Ayrıca kadınlar overpriced ürünleri toplumsal eleştiri açısından da değerlendirir:

> “İnsanlar neden 5000 TL’lik çantayı statü sembolü haline getiriyor?”

> “Markalar insanların özgüvenini neden fiyat etiketiyle ölçüyor?”

Bu bakış açısı, sadece bireysel tüketim değil, sistemin insan üzerindeki psikolojik etkisini de sorgular.

---

Overpriced ve Kültür: Moda, Teknoloji, Eğitim

“Overpriced” sadece markalı ürünlerde değil, modern kültürün her alanında karşımıza çıkıyor.

- Moda: Bir tişörtün üzerine logo basınca fiyatı 10 kat artabiliyor.

- Teknoloji: Yeni çıkan telefonun geçen yılkinden farkı sadece kamera ama fiyat ikiye katlanmış.

- Eğitim: Bazı özel üniversiteler, eğitim kalitesinden çok marka değeriyle fiyat belirliyor.

Bu örnekler gösteriyor ki overpriced olmak sadece ürünün değil, sistemin de bir özelliği haline geldi.

Kapitalizm, arz-talep dengesinden çok “arz-duygu” dengesine dayanıyor artık.

---

Forum Tartışması: Değer mi, Gösteriş mi?

Bir gün forumda biri şöyle bir başlık açmıştı:

> “AirPods overpriced mı?”

Erkekler hemen teknik verilerle dolu yorumlar yaptı:

> “Ses kalitesi aynı fiyattaki kablolu kulaklıklardan düşük.”

> “Batarya ömrü kısa, sadece marka satıyorlar.”

Kadınlar ise farklı düşündü:

> “Taşımak kolay, estetik, benim için işlev kadar konfor da önemli.”

> “Marka değil, hissiyat alıyorum ben.”

Bu iki bakış birleşince ortaya şu sonuç çıktı:

Belki de overpriced, ürünün değil, insanın algısına bağlı bir kavram.

Birine gereksiz lüks gelen şey, bir başkası için küçük bir mutluluk olabilir.

---

Geleceğe Bakış: “Değer” Kavramı Yeniden Tanımlanıyor

Gelecekte overpriced kavramı bambaşka bir boyut kazanabilir.

Çünkü artık insanlar sadece ürün değil, anlam satın alıyor.

Sürdürülebilir üretim, etik markalar, karbon ayak izini azaltan firmalar…

Artık bir ürün pahalıysa bile, eğer değerleriyle örtüşüyorsa, kimse “overpriced” demiyor.

2030’lara geldiğimizde muhtemelen şunu konuşacağız:

> “Bu ürün pahalı ama doğaya zarar vermiyor, dolayısıyla overpriced değil.”

Yani “değer” artık sadece fiyat değil, sorumlulukla ölçülecek.

---

Sonuç: Overpriced Bir Dünya mı, Overvalued Bir Ego mu?

“Overpriced” kelimesi aslında modern insanın aynası.

Fiyatları değil, değer duygusunu tartışıyoruz.

Erkeklerin stratejik aklı bize mantığı, kadınların empatik yönü ise anlamı hatırlatıyor.

Biri “Bu ürünü neden aldım?” diye sorarken, diğeri “Bu ürün beni nasıl hissettirdi?” diyor.

Ve belki de doğru cevap ikisinin ortasında:

Bir ürün, seni hem mutlu edip hem işini görüyorsa, fiyat etiketi sadece bir detaydır.

Peki forum dostlarım, sizce gerçekten overpriced olan ürün mü, yoksa bizim beklentilerimiz mi?

Yorumlarınızı bekliyorum — ama dikkat edin, bu cümle bile belki biraz “overpriced”tir.