Abdülhamit tahta çıktığında kaç yaşındaydı ?

Saci

Global Mod
Global Mod
**Abdülhamit Tahta Çıktığında Kaç Yaşındaydı? Ama Asıl Sorun O Değil!**

Hadi gelin, tarih kitaplarında okuduğumuz yüzeysel bilgilerden bir adım daha öteye geçelim ve Sultan II. Abdülhamit'in tahta çıkışı meselesine bir başka gözle bakalım. Hepimiz biliyoruz, Abdülhamit tahta 1876'da geçti, 34 yaşındaydı. Ama bu yaş meselesi, sadece bir rakamdan ibaret mi? Bu kadar basit bir şey mi? Yoksa bu yaş meselesi, aslında Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde büyük bir dönüşümün ve çalkantılı bir dönemin habercisi miydi? Gelin, bu sorulara birlikte kafa yoralım.

Abdülhamit'in tahta çıkışı, Osmanlı İmparatorluğu'nun ne kadar kritik bir dönüm noktasında olduğunun açık bir göstergesiydi. 1876'da, daha genç bir padişahın Osmanlı'nın başına gelmesi, belki de büyük bir yenilik, belki de bir diriliş umudu taşıyordu. Ancak, bu genç padişah, kısa süre sonra oldukça tartışmalı bir figür haline geldi. Ve burası önemli: Abdülhamit, 34 yaşında tahta çıkarken, 19. yüzyılın sonlarına yaklaşan Osmanlı'da zaten bir dizi iç ve dış meseleyle boğuşan bir yönetimin başına geçiyordu. 34 yaşında bir padişah, gerçekten taze bir başlangıç yapabilir miydi, yoksa bu gençlik, onun yetersizliğini mi simgeliyordu?

**Sadece Yaş Mı? Abdülhamit’in Yönetim Anlayışına Giden Yolda Ne Kadar Hazırlıklıydı?**

34 yaş, bir insan için genç bir yaş olabilir. Ancak Abdülhamit’in durumu farklıydı. Osmanlı İmparatorluğu’nun pek çok sorunu varken, bu yaşta bir padişahın gerçekten ne kadar hazırlıklı olduğu tartışılabilir. Her şeyden önce, Abdülhamit’in tahta çıkışının hemen ardından gelen meşrutiyet ilanı ve sonrasında yaşanan baskılar, onun aslında bir "yönetici" değil, bir "kriz yöneticisi" olma zorunluluğunu doğurmuştu. Zaten tahta çıkarken, gücü sağlama almak için sert, keskin adımlar atmaya başlamıştı. Tahta çıkışının hemen ardından 93 Harbi, ardından gelen iç ayaklanmalar ve dış baskılar; bu kadar genç bir padişahın psikolojik ve yönetimsel olarak ne kadar zor bir döneme gireceğini gösteriyordu.

Bunu, daha çok tecrübeye sahip, belki 50 yaşında bir padişahla kıyaslamak da yanlıştır. Çünkü Abdülhamit’in dönemi, teknolojik ve toplumsal değişimlerin hızlandığı, emperyalist güçlerin egemenlik kurmaya başladığı, Osmanlı'nın en zayıf olduğu zamanlardı. 34 yaşında bir padişah, bu tür karmaşık bir yapıyı yönetebilir miydi? Özellikle yönetimsel deneyim ve entelektüel hazırlık açısından?

**Erkeklerin Perspektifi: Stratejik Akıl ve Pratik Çözümler mi?**

Erkeklerin, özellikle yönetimle ilgili meselelerde, stratejik akıl ve pratik çözümler arayışı içinde olduğunu sıkça görürüz. Abdülhamit’in 34 yaşında tahta çıkması, bu anlamda erkeklerin doğrudan stratejik hamleler yapması gerektiği bir durumu işaret ediyor olabilir. Abdülhamit, genç yaşına rağmen, son derece keskin kararlar aldı. II. Meşrutiyet’in ilanından sonra, parlamentoyu kapatma, basına yönelik sansür uygulama gibi eylemleri, çoğu zaman bir zorunluluk gibi görüldü. Ancak bu kararlar, onun hükümetin daha fazla kontrol altında tutmak için yaptığı stratejik adımlar olarak da görülebilir.

Burada önemli olan, Abdülhamit’in aslında sistemin içine doğan biri olarak, geleneksel Osmanlı yönetim anlayışını sürdüren bir liderlik anlayışı benimsemesiydi. Zaten Sultan Abdülhamit’in yönetimi, geleneksel Osmanlı siyasetinin bir uzantısıydı. Ne yazık ki, bu çok genç yaşta birinin, bu kadar ağır sorumlulukları üstlenmesi de yönetiminin sık sık tartışılmasına yol açtı.

**Kadınların Perspektifi: Güçlü Bir Yönetici Olmak mı, Yoksa İnsan Olmak mı?**

Kadınların yönetici ve toplumsal meselelerle olan ilişkisi genellikle empatik bir bakış açısıyla şekillenir. Abdülhamit’in yönetiminde, 34 yaşında bir genç adamın liderlik ettiği bir dünyada, halkın beklentilerinin nasıl şekillendiği ve insan odaklı yaklaşımlarının nasıl dönüştüğü de önemli bir sorudur. Abdülhamit, yönetim anlayışında zaman zaman aşırı sert ve otoriter bir tutum sergiledi. Ancak bu, onun halkını ve toplumunu nasıl göreceği, toplumsal barışı sağlama adına nasıl adımlar atacağı konusundaki tartışmaları da beraberinde getirdi.

Peki, Abdülhamit’in yaşının gençliği bu insancıl yaklaşımlarının önünü mü kesti? 34 yaşında biri, halkını empatik bir şekilde anlayıp, onların taleplerine kulak verebilir miydi? Birçok kadının bakış açısıyla, devlet yönetiminin insan merkezli bir anlayışla yapılması gerektiği vurgulanabilir. Ancak Abdülhamit’in yaptığı, halkına karşı yönetimsel bir yaklaşımda bulunmak yerine, çoğu zaman baskılarla ve kısıtlamalarla cevap vermek oldu.

**Provokatif Sorular: Abdülhamit Ne Kadar Başarılıydı? Sadece Yaşla mı İlgiliydi?**

* 34 yaşında bir padişah, gerçekten Osmanlı İmparatorluğu gibi devasa bir yapıyı yönetmeye hazır olabilir miydi?

* Abdülhamit’in kararları, dönemin zorlu koşulları göz önüne alındığında gerçekten eleştirilecek kadar kötü müydü, yoksa liderliği kendi çağına mı uygundu?

* Bir padişahın genç ya da yaşlı olmasından çok, iç ve dış koşulların ona ne kadar fırsat tanıdığı daha önemli değil mi?

**Sonuç: Abdülhamit’in Tahta Çıkışı, Bir Yaş Meselesi mi, Yoksa Tarihin Bir Oyun Alanı mı?**

Abdülhamit’in tahta çıkışının ardından, Osmanlı İmparatorluğu’nun karşılaştığı problemleri tartışmak çok daha önemli. Bu soruyu sadece "kaç yaşında" olduğu ile sınırlamak, tarihsel bağlamı göz ardı etmek olur. Abdülhamit, genç yaşında belki de zamanı geldiğinden fazla sorumluluk üstlendi, fakat o dönemin koşullarında onun hangi stratejik adımları attığını değerlendirmek, onu yargılamak kadar önemli. Gelin, tartışalım: Abdülhamit gerçekten gençtiği için mi zorlandı, yoksa dönemin zorlukları onun liderlik yeteneklerini mi sınırladı?